Duygularin Kötüye Kullanilmasi

Duygularin Kötüye kullanilmasi

DUYGULARIN KÖTÜYE KULLANILMASI


Kendimi kötü hissediyor ve iyi seyler olmadigini biliyordum. Iliskinin icindeyken konuyu kavrayacak gücte degildim.

Kücük düsürmek,

sözleriyle beni konusmalardan cikarmak,

ima yoluyla haksizca suclamak,

sucu hep kasisindakinde görmek,

cahilce hedefi sasirtmak,

ihtiyacin oldugunda yaninda bulunmamak,

duygularini dikkate almamak,

üzüntüsünü anlattiginda ciddiye almamak,

üzüntüsüyle alay etmek,

kontrol etmeye calismak,

sürekli üzerinde kontrol kurmaya calismak,

güc gösterisi,

gücünü karsisindakinin üzerinde hissetmek icin sürekli caba göstermek,

asiri sekilde isteklerinin yerine getirilmesini istemek,

karsisindakini yok saymak,

varligini hisleriyle görmemezlikten gelmek,

kisisel olarak görmemek onu kendisine hizmetci olarak görmek,

karsidakini kimliksiz saymak- onunda bir kisiligi olabilecegini yok saymak.

yok sayarak manipüle etmeye calismak,

isteklerine ancak onun istegi yerini getirildiginde hediye sunuyormus gibi abartarak duyurmak.


Kendi ihtiyaclarini gidermek icin karsisindakinin ihtiyaclarini kötüye kullanmak,

ben istemedigim ve uygun görmedigim sürece sen hakkini alamazsin iddialari ve karsidakini hakki olan birseyle tehdit etmek.


Seni, günah cikarma kösesi, cöp tekenesi, kirli sulari disari akitabildigi bir vana gibi görmesi, icindeki pislikleri sana dökmesi, bulastirmasi, seni pislemeye calismasi.

 

Yalanlarla camur atmaya calismasi, karatmayyi istemesi, her alanda ve her an yalan söylemeye hazir olmasi, kendisini yadsimasi, baskalarini yaniltmak icin kendini baska göstermesi.


Duygusal baski, duygusal tehdit, herseye bahaneesi olmasi, gerceek olmayan seylerin gercekmis gibi anlatmasi, iletisimi reddetmesi, yok denebilecek kadar sevimlilik hali, sürekli elestiri getirmesi, göstermelik olarak baskasinin yanindayken güzel yönünü övüyormus gibi yaparak cevresindekilerden ve övdügü kisiden afferim alma istegi.


Sürekli iddia etmesi, hep dogruda oldugunu sanmasi, her türlü problemi karsidakinin cikarmasi, suclu hep karsisindaki sectigi kisi yada esidir,


Tüm bu saydigim özellikleri tasiyan biriyle 18 sene ayni cati altinda hic ayriliksiz yasadim. Ondan öncede ara ara ayni kisiyle yilda bir yada iki sefer olmak üzere 2-3 hafta sürelerle, 5 sene beraberdim.

Bütün bu yasadiklarim bende negatif olmami destekleyici enerji vampirleriydi. Sosyal hayatimida tepetaklak etti. Tüm arkadasliklarimi, dostluklarimi bu dönemde biraktim.

Bu iliskiden bana kalan agir belirtileri hala zaman zaman yasiyorum, kelimenin tam anlamiyla; bu iliskiye baslamadan önceki saglikli halime dönemedim.


Algimda kaymalar oldu. Cevremi oldugu gibi degilde farkli, eksik ve hatali algiliyordum. Daha dogru bir deyimle tüketen bir algi olustu.

Baska insanlari, kendimi, olaylari, kisisel gücümü, tüm cevremi yasadigim o döneme bagli olarak olusturdugum dünyama göre görüyordum. Farkli bir dünya görüsüne kosullanmistim.

Önyargili, güvensiz, sürekli elestirisel, eksikmis gibi bakiyordum. Dogruda olsa yalandir diye düsünüyordum. Gözümde; tamamen baska bir gözlük vardi. Olaylari, insanlari oldugu gibi algilayamiyordum. Tüm duygusal, psikolojik programlarim baska bir seye dönüsmüs ve dönüsen dünyayla cevreme bakiyor ve degerlendiriyordum.


Bu evliligin kararini kendi istegimle almistim, kimse beni zorlamadi. Bu yüzden kendime güvendigim kadar iliskimede güveniyor ve güvendigim icinde, yalan, yanlis olabilecegi ihtimalini hic gözönüne getirmeden yasiyordum.

Iliskiyi bitirdikten sonra; cok agir bir kisilik zayiflamasi yasadim ve bu zayifligin icindeyken cogu yanlislarin farkina bile varamadim.

Kendimi degersiz, düsük degerli veya tedavülden kalkmis ama ve belki birsey satin alinabilir ümidiyle saklanan para gibi hissediyordum.

Bilincim sifir dersem eksik tarif olur, sifirin altinda eksi hanesindeydi.

Kendime güvenimde cok düsük sevilere inmisti.

Kisi olarak kendimi ici bosaltilmis ama acik tarafindan rüzgara karsi tutuldugunda doluymus gibi görünen cuvallara benzetiyordum.

Bu dünyaya ait olmadigimi düsünür, aidiyet hissinin nasil birsey oldugunu özlerdim.

Köklerim yoktu ve dallarimda kirilmisti.

 

Tüm eksiklikleri sezgilerimle onayliyor ve onayimdan ötürüde icimi öfke kapliyordu.

Sürekli benimle oldugunu hissettigim bu öfkenin kaynagini hep sorgulardim. Bu öfkem zamanla nefrete dönüstü.


Kendimi kimliksiz hissediyor ve ben kimim, neyim diye sorgular dururdum.

Cünkü; iliski icindeyken sürekli kontrol edilmek, sürekli elestirilmek ve yanlis oldugumu gösterdiginden gercekte kim oldugumu unutmustum.


Görevlerimi yerine getirme, sorumluluklarimi eda etme isteginden dolayi, yasadigim olumsuzluklari o sürecte sorgulayamadim. Gereksiz bir kisi ve günah kecisi gibiydim.

Cünkü, sürekli elestirilmek, yargilanmak, yanlissin mesaji almak icimdeki beni alt üst etmisti. Bu yüzden sürekli gergin ve girdigim ortamlardan SIKILIR ve huzuru arardim.

Bugün farkindayim, bunlar benim icinde bulundugum iliskimden aldigim sartlanmalardi.

Sürekli namus bekciligi ve dogrucu davud felsefesi icinde yasiyorken; kimliginide, kisiligide sorgulamaya basliyorsun.


Sezgilerinden cok duygularinda, duygusal trenin icinde yasiyorsun. O kadar cok duygu icine giriyorsunki, kendi duygularinin derinliginden ötürü cevrendeki kisilerin duygularini hissedemiyorsun.

Hosgörü azaliyor, hemen geriliyor ve cabuk sinirleniyorsun.

Sosyal hayatini nerdeyse bitiriyor ve kendini bir nevi dis dünyadan izole ederek,hapis cezasi veriyorsun.

Bir konuya kendini veremiyor ve sana gercekten sevgisini ifade eden dostlarinla baglanti sorunu yasiyorsun.

Bagimliklarin yoksa olusuyor, varsada dozunu artiriyorsun.

Bu iliskiden sonra, sana yaklasan herkesin ayni oldugu düsüncesine kapiliyorsun.

Bedensel olarak kötüye kulllanilmamis olsanda, bedeninde yasadiklarina karsi olusan, tepkilerle mücadele ediyorsun.

O dönemde, her hafta bir günümü migren yüzünden yasanmamis sayiyorum.

Cünkü, migrenim oldugu günlerde hayattan tamamen elimi ayagimi ceker ve karanlik, serin bir yerde, gürültüsüz ve buz torbasiyla bütün günümü kusarak gecirirdim. Bundan sonraki iki günde, sarhos gibi olur, yarim yasardim hayatimi.