Duygusal Siddet

Duygularin kötüye kullanilmasi deyimi, bagimli oldugu yada kendisinden sorumlu olan kisinin (anne-cocuk, yada baba-cocuk gibi), sorumlu oldugu kisiyi sözle; korkutarak, ürkütemek, cesaretini kirarak, asagilayarak, tehdit ederek siddet uygulamasi. Bu sayilanlar zaman icinde tekrarlaniyorsa, duygusal siddet denir.

Görmemezlikten gelinen, ihmal edilen, ciddiye alinmayan, ihtiyaclarinin yok sayilan ve önemsenmeyen kisi; kendi duygularini kapatacak bir etki olusturur. Bu demektir ki; duygusal siddet gören kisi kendi ihtiyaclarini önemsememeyi ögrenir ve bu onu rahatsiz edici bir kesintiye götürür.

Böylece kendini yadsimayi, gizlemeyi, sahip cikmamayi normal zanneder.

Bilincaltina bilincsizce; "ben hicim, benim ihtiyaclarim yok, benim hicbirseye ihtiyacim yok" mesajlari yerlesmeye baslar.

Bu tür siddeti yasayanlar cekingen, ice dönük yada sürekli gergin, disa kizgin tiplerde olabilirler.

Cünkü; duygularini yasamamayi ögrenmislerdir; "duygularimi saklamam lazim, söyle böyle davranamam, duygularini ifade etmek ve yasamak yanlis" diye inanmislardir. Bunlar o kisiyi, dikkat ceken davranis sekillerine yönlendirir.

Cok derinlerde köklenen acizligin sonuclaridir. Cünkü, icinden geldigi kendini, duygularini ifade edememis, ihtiyaclarini aciklayamamis ve haliylede bunlari yasama imkani verilmemistir.

Bu kisilerde cogu zaman temel güven de dengesizlesmistir.

Bütün bu yasanmisliklar; sonraki dönemlerde kisinin kendisin ve cevresini cok ciddi etkileyebilir.

 

SIKCA, cogunlukla ayni olumsuzluklar gerceklestiginden, derin yaralandigindan ve bunlar blincaltina kayitlandigindan dolayi, cevresine ve kendine mesafelidir. Zaman icinde bu mesafe, toplumdan uzaklasma, sosyal korkular ve sosyal fobiler gelistirilmesine neden olabilir.

Bunlar, istenilmemenin, yanlissin denilmesinin sonucunda hayatin kötü oldugu algisindan dolayidir.

Korkunc olanda, bunun sonucunda; domino tasi gibi birbirini tamamlayan ve etkileyen dönence icine girilmesi tehlikesidir.

Kisinin bu dönenceden cikmasida cok zordur. Cünkü; tehdit eden bir ortamda yasamis ve bu tehditlerle nasil basedeceginide ögrenmemistir.

Temel güven duygusu dengesizlesmis, sürekli güvensiz yasamis, en kötüsüde kendine ve algisina olan güveni cok derinden yaralanmistir.

 

Yaralanan ve dengesizlesen güvenin üzerine; bakis acisini, degerlerini, hayat felsefesini, moralini insa edecektir.

Bu acidan bakarsak; zaten dengede olmayan bir düsünce tarziyla birde "zaten hersey yanlis gidiyor, kimse beni sevmiyor, ben yeterince iyi degilim" gibi inanclar hep etkisini gösterecektir.

Icinde bunu tasiyan birisi, bilmeden cevresinede bu mesajlari gönderecektir.

Gönderdigi mesajlarin cevabida olumsuz olacagindan, cogunluklada böyle oluyor zaten, kendi kendini, yani dengesizligini onaylayacak ve farkina varmadigi sürecede bu döngü devam edecektir.

Cok zor ve agir olsada bu döngüyü kirmayi ögrenmesi gerekmekte.

 

Diyelimki, dgru davranmayi bilincsizde olsa istiyor. Algisi ve güveni dengede olmadigi icin, ilk denemelerde gene eski davranislarini tekrarlayacaktir. Sonucunda; yine temel inanclari olan: "ben yetersizim, her nasilsam bu dogru degil, ben yanlisim, kendimi baskalarina göre ayarlamam gerekiyor, baskalarinin ihtiyaclarina göre davranmam gerekiyor" demeye devam edebilir.

 

Tüm bu git-gel lerin sonucunda ic dünyasinda hep kendisiyle savasta olacak, iliskilerinde sürekli onay ariyacak, baskasina endeksli olacaktir.

Buda o kisi icin; iliskisini her halukarda ayakta tutmak icin gayret etmek olacaktir. Ve aci olan tarafi, gördügü siddetin sorumlulugunuda üstlenecektir. Diyecektir ki; " eger cezalandiriliyorsam, sonucunda benim sucum oldugu icin, cünkü hatayi ben yapiyorum".

Bir zaman sonra cezalandirilmayida gayet normal bir sonuc olarak görmeye basliyacaktir. Adaletin yerini bulduguna inanacaktir. Bunu yasadigi iliskiden ayrilsa bile; cogunluklada bu modeli sürdürecektir. Cünkü kendi ihtiyaclarini hep gözardi etmektedir.

 

Bunu yasayanlarda gözlemleybilecegimiz davranislardan örnekler verecegim:

 

Birisi hata yaptigindaki halini gözlemleyin, eger bu tür ortamdan geliyorsa, hata yaptiginda bagli oldugu kisinin tepkisine cok dikkat eder. Korkar, cekinir ve bagli oldugu kisinin yüzüne bakar (kadin kocasinin, cocuk annesinin yüzüne bakar), ve simdi bana nasil davanacak diye düsünür. Olay yerinde kacip saklanmak ister. Duygularinda hep korku vardir ve ne cezasi alacagini ve cezadan korunmak icin ne yapmasi gerektigi düsünür. Bu yüzden cok hizli tepki gösterir.

 

Birde aile icinde uyum oldugunda asiri sekilde sevinirler. Dikkat cekecek sekilde bu sevincini yansitir.

 

Yaptiklari ise cok zor odaklanirlar. Cünkü, zihinleri hep yasadiklariyla mesguldur. Onun hazmina calisirlar ve bu yüzden odaklanmada sorun yasarlar. Zihnin olumsuzluklarla mesguliyeti demek, duygusal stres demektir. Ve bundan odaklanma duyusu payini alir. Yada tam tersine düsüncelerini baska bir konuya vererek, acilarindan tamamen uzaklasirlar.

 

Sürekli dikkat cekmek isterler. Eger biri, cahilce cezalandirildiysa, ciddiye alinmadiysa, ihtiyaclari olan duygularini almadiysa, kendisini önemseyen olmadiysa, o kisi ilgiyi üzerine cekmek icin gayret eder. Bunun sonucunda olumsuzda olsa dikkatleri üzerinde toplar.

 

Bazilarida kendini dengesiz, güvensiz ve aciz gösterir. Bu yolla korktugu seylerden kendini korumaya calisir.

 

Bugün yazdiklarimi geri dönüsümlü düsündügümde bile beynim yanacakmis gibi, duman cikiyor gibi zorlandi ve zonkluyor.

Cok ürkütücü ve cok derinden etkileyen bir sürec ve gelecegimizide cuk uzun ve derin sekilde etkiliyor.

Ne yazikki bunu yasayan kisi ve yakinlari disinda kimse bu gözle göremiyor.

Bedensel eziyetlerde de kolay degil tabiki, ama ona disardan bakildiginda görebilecegin yada gösterebilecegin birseyleri olabiliyor.

Duygusal siddette disardan bakildiginda görülmemeside bu tür olaylarin yillarca kapali, sakli kalmasinda bir sebep olarak görülebilir.

 

Kötü olanda; bu tür travmayi yasayan kisi ice dönük ve cekingen olursa, yada yasadiklarinin normal günlük yasama ait oldugunu düsünürse, yasadiklarinin anormal oldugunun bazen kendileride farkina varmayabiliyor.

Taki bir zaman sonra baskasiyla kiyaslayincaya kadar devam ediyor. Sorgulamaya baslarsa arkasida genellikle gelmeye basliyor. Cogunlukla o zamana kadar yasadiklarinin anormal yada sagliksiz oldugunu bile bilmiyorlar.

Ne yazik ki; cahil insanlar yüzünden bir cok kisi, cocuk, kadin, erkegin hayati olmasi gerektiginden daha zor süreclerden geciyor.

 

"SIDDET, ACIZLERIN BASVURDUGU SON SIGINAKTIR." isaac asimov