Bir iliskide, biri digerinin hakli olan duygularini reddediyor, yok sayiyorsa yada kasitli olarak duygusalligini, duygusal bagini; duygusal olarak yaralamak icin kullaniyorsa buna duygusal siddet denir. Ne yazikki zaman zaman herkeste olabiliyor. Eger SIK SIK ve sürekli ayni seyler tekrarlaniyorsa, duygusal siddet yada duygularin kötüye kullanilmasi denir.
Duygusal siddet genellikle yakin iliskilerde ortaya cikar. Duygusal siddet, maruz kalan kisiyi mahveder ve yikar. Cünkü; duygusal yara ve yara izleri gözle görülmez. Bu yüzden duygusal siddet iceren iliskiler, cogu zaman disardan mükemmel gözükürler. Ruhsal yaralarin üzerine birde utanc ve kendini suclamak eklenince, siddete maruz kalan kisi genellikle kendisini, acinin icinde ve yalniz birakilmis hisseder. Cünkü, cogu zaman cesaretini toplayamaz ve güvenemediginden yasadiklarini anlatamaz, icine atar.
Siddet uygulayan kisi, kurbanini kimseyle paylasmak istemez ve cevresindekilerden, toplumdan, akrabalarindan uzaklastirmaya calisir. Ve bu her gecen gün artarak devam eder. Kurbanini kendi mali olarak görür ve sadece kendisiyle ve her zaman kendisiyle olmasini ister. Onunda bir birey oldugunu ve kesinlikle kabul etmez. Bun; ailesi, arkadas cevresi, akrabalari ve hatta is arkadaslari icinde gecerlidir.
Siddet uygulayan, kurbanini sözlü ve agir sekilde damgalar. Hakaretler; pislik, orospu, sillik gibi; serefsiz, salak, manyak gibi, asagilayan isimler, rumuzlarda gelir.
Tüm bunlar baskalarinin yaninda oluyorsa, cok daha derin duygusal yaralar acar.
Her gelismediki suclari ya kurban islemistir yada kendisinin disinda biri. Ama kesinlikle yanlis, hata yapabilecegini kabul etmez. Kesinlikle baskalari yapiyordur. Olumsuz bir gelisme, yanlis anlama, hata, eksiklik hep baskarindan ve baskalaridir.
Tembel olduklarindan dolayida, isi ve isyerini, isverenini ve onla baglantili herseyi kötüler dururlar. Yalanlari ve sacmaliklarini yakaladiginda ve kacacak delik bulamadiklarinda, hep isverene ve isyerine baglar kendini kurtarir.
Kurbanlarinin bilincini karartip, korkuttuklari icin cogu zaman korkularindan elestiremezler. Cünkü, manevi siddet uygulayan, kurbanina genellikle gücünü yüksek göstererek, kendisini yukari cekerek asagilar ve korku salar. Hedefine ulasmak icin tehdit, hakaret, siddetten kacinmazlar.
Kendisini üstün ve güclü gördügü icin, cogunlukla kurbanina saygisizca davranir, Kurbani duygularinin hunharca, hic acimadan merhametsizce harcandigi duygusunu yasar.
Kurbanini hizmetci yada köle gibi kullanir. Kendisinin söyledigi herseyin yerine getirilmesi gereken ve karsit fikir üretilmeden halledilemsi gereken isler, olarak görür.
Cok dikkat cekici sekilde kiskanctirlar. Kurbani, annesinden, babasindan, kardeslerinden hatta ikisinin ortak cocuklarindan bile kiskananlar vardir. Isinden, isyerinden, en yakin görüstügü arkadaslarindan, yegenlerine buna dahildir.
Manevi siddet uygulayan kisiler genellikle hile yapmanin en büyük ustalaridir. Size yag ceker, sonrada isteklerini yerine getirmezseniz sizi terketmekle tehdit ederler. Istediklerini alamzsa, size günlerce küser, konusmaz, tek kelime bile etmez. Isteklerine boyun egmeniz icin elinden geleni yapar. Direnmekten vazgectiginizde sizden özür bile diler. Cünkü; ayni duruma gelirseniz tekrarlamak icin buna ihtiyaci vardir.
Kücük bir saka bile yapsaniz, sizin onu artik sevmediginize kadar gidebilir. Herhangi bir konuda yanlis anlamis olsaniz bile, onun icin sizin yalan söylediginizin kanitidir.
Bu dengesilikleri sizin bilincaltinizi karistirir ve zamanla sizde bulaniklasir ve kendinizi sorgulamaya ve kendinizinden süphelenmeye baslarsiniz.
Manevi siddeti genelde erkekler kadinlara uygular, az oranda olsa kadinlarinda erkeklere uyguladigi durumlar vardir.
Bu sahsiyetteki kisiler genellikle kisiliklerinin zayifligi ve hafifligini kapatmak icin bu yola basvururlar.
Manevi siddeti uygulayanlar, kurbanlari genelde gec icraata gectiklerinden, kendilerini güvende zannedip, gidebildigi yere kadar siddetine devam ederler.
Kurbanlar genelde cok gec kalir ve SINIRINI bazen kendisi bile buamaz, siidetin dozuda buna bagli olarak degisir. Bunlar siddeti uygulayana güc verir ve kurbanin zayifligini dahada cok kullanir. Bu döngü kurbanin kendi Sinirlarini göstermesi, ayrilik yada evden kacma ile kirilir.
Toplumumuzda genelde kadinlarin ailede daha sabirli, daha üretken ve gecim ehli olmasi ve sabretmesi yöndeki telkinleride, kadinlarin hissettikleri halde, hayata geciredikleri durumlardir.
Hayatinizin kontroünü tekrar elinize alin. Böyle aci bir döngüyü kirip, icinden cikmak kolay bir yol degil ama imkansizda degil.
Belki cocuklarinizin hatirina, belki gecim derdi hatirina, belkide ailenizin, toplumun hatirina katlaniyorsunuz.
Simdiye kadar katlandiysaniz, baska yol bilmediginizdendi.
Yardima ihtiyaciniz oldugunu farketmeniz ilk adimdir.
Bilgilenmek ve yardim almakta ikinci adim.