Travma Hatiralarim -1

Travma Hatiralarim -1

Duygusal siddet uygulamak cok cirkin ve feci bir eylem. Cünkü; görünürde yara ve iz birakmadigindan, cevredeki kisiler herseyin yolunda oldugunu zanneder, hatta bu iliski sürdürenlerin mükemmel bir cift olduklarini bile düsünürler.

Bununla beraber, agir sekilde, kendini suclamak ve utanc duygularida getiriyor.

Kendimi hep acilarimla, yaralarimla yalniz birakilmis ve terk edilmis hissettim. Cünkü, güvenim öyle sarsilmistiki cesaretimi toplayip kimseye acilamadim.

 

Her gecen gün benim kisisel alanimi, sosyal alanimi dahada daraltiyordu. Beni tapulu mali gibi görüyor ve sadece ona ait olmami bekliyor, ondan baska kimseyle herhangi bir sekilde temasa gecmemi hosgörmezdi.

Evliligimin disinda bir hayatimda olabilecegini hep reddeder ve sadece onunla ilgilenmem icin elinden geleni yapardi.

Ccuklardan, arkadaslarimdan, gittigim vakiftaki hocadan, ordaki arkadasliklarimdan hep kiskanir ve rahatsiz olurdu, bunuda acikca söylemekten cekinmez ve marifetmis gibi, beni sevdigi icin kiskandiginida ekler gülerdi.

 

Mahkeme sorgulamasi gibiydi. Her seyimi sorardi. Nerdeydin? Ne kadar kaldin? Kimler vardi orda? Ne konustunuz?

Bende yorulur ve üzülürdüm tüm bu sorulardan ve bunun üzerine o kisileri eve cagirirdim. Genelde bunu onun vardiyasina göre ayarlardimki, rahatsiz olmasin diye. Cünkü, sordugu sorulardan evimin disinda biryerde baskalariyla bulusmakla yanlis yaptigimi zanneder ve kiskanmasini ve sorgulamasini önlemek icin evde yapmaya karar verirdim.

 

Bundan sonraki asamada isyerinden evi arar ve sorardi. Kimler geldi su an ne yapiyorsunuz? Kacta gidecekler? Gelenler icin ne yemek hazirladin? Kac kisisiniz su an?

Özel dededktif gibi dakika dakika takip ederdi.

 

Sonra cep telefonlari cikti ve cep telefonunu sürekli arayip sorardi. Yanimdakilerde, genelde onun bu hareketinin ne kadar güzel birsey, seni arayip soruyor, seni ne cok seviyor diyye yorumlardi. Keske benim kocamda arasada beni sevindirse, benimkisi hic aramaz.

 

Kendisi cok tembel oldugu icin, is disinda hic evden cikmazdi. Herseyi ben hallederdim. Bnlardan biride alis veris. Bunu bile sorgulardi. Ne aldin, hangi bakkala gittin, hangi marketteydin? orda kimleri gördün? Kac para harcadin? Trafik nasildi? Cok zaman sonrada, neden bu kadar gecikiyorsun demeye baslamisti.

 

Cok seyrek olmakla beraber, bazen ikimiz alisverise giderdik. Cünkü, beni sorulariyla o kadar SIKARDIki, bende gel beraber gidelim, kendin herseyi gör. Nerde aliyorum, kimleri görüyorum, kiminle görüsüyorum, kac para harciyorum, ne kadar zaman aliyor, trafik nasil.

Bu sefer belki bu sorulari yöneltmezdi ama sen o adama neden öyle baktin, arabayi neden öyle sürdün, o domatesi alirken yanindan gecen kimdi? gibi sorular gelirdi.

 

Tüm sorularinin cevaplarini versemde, sonunda illaki bir yanlis yada hata bulur ve asagilayici ifadeler kullanirdi.

Sen manyaksin, öyle alisverisemi gidilir. neden o adamin yaninda gectinki orospu gibi bakiyordun, salak salak kasada bakiniyordun.............

Sen bir tosbaga sin diye de ekler gülerdi.

 

Cok fazla üstüme geliyorsun, begenmiyorsan kendin yap gibi ifadeler kullandigimda; tek kisilik koltuga söyle bir oturur, kollarini yana koyar, bacaklarini acik sekilde, siritarak; acidimi cicim, derdi.

 

Kadinlari cok severdi ve cok düskündü. Erkeklerden cok kadinlarla sohbet etmeyi ve onlarla konulari cok acik ve derin konusurdu.

Kendisinin beni kisiatladigini ve buna karsilik, böyle birsey yaparak beni asagiladigini söyledigim zaman cok rahatsiz olurdu.

Sonra bunu görüstügümüz ailelerin yaninda agzini sapirdatarak anlatir ve benim onu asiri sekilde kiskandigimi ve gereksiz kapris yaptigimi söyler alay ederdi.

Bu yüzden berberken görüstügümüz kisiler beni cok asiri kiskanc bilirler.

 

Bunun üzerine, ben utanirdim. Cünkü; iki yüzlü davranisini görür ve kendisinden tiksindigimi hatirlattigimda, sende cok alingansin, hicmi birsey demiyecegiz. Arkadaslarla sohbet ettik, ne var bunda.... Cok alingansin, hic saka kaldiramiyorsun der ve konuyu kapatir, gider yatardi.

 

Bu söylediklerimi, kiskaclikla sucladigi kisileri tekrar gördügümüzde gene sözkonusu eder ve eklerdi: Benim hanim beni öyle kiskaniyor ve alingan ki, gecen burda hani ben sizinle sohbet etmistim ya, masumca bir sohbeti bile kavga konusu yapiyor. Arkadaslarimla bile sohbetimi kiskaniyor, diye alay ederdi. Bu kadar düsük olacagini hic aklima getirmedigimden, cok utanirdim bu durumlarda.

 

Hic kendinde hata görmezdi. Ya ben sucluydum, yada baskasi ama kesinlikle kendisi suclu degildi.

Ona göre kendsi hatadan muaf, temiz, saf ve masum biriydi.

Tüm aksilikler, belalar, kazalarda, yanlista, yerine gelmeyen isteklerinde hic bir sekilde suc kabul etmez, onun yerine hep baskasini suclardi.

Disardan eve gelirken hic yüzü gülmezdi. Kapida hemen surati asilir, sikayetlere baslardi.

Bugün gene isyerinde ... su kisi söyle yapti, sorma, öyle tepem attiki, hic moralim yok bu yüzden.

Yolda öyle trafik vardiki, adim adim geliyorduk, ne salak soförler varya.

Siyasetciler ne manyak, bugün gene su isi söyle yapmislar, hepsini yakacaksin bunlarin.....

devam ederdi saatlerce.

Isyerinde siparis mali bitirip gönderdikya gecenlerde, o manyak müsteri mali begenmemis geri göndermis. Hepsi sopalik bunlarin......

 

Tabiki sadece sikayt etmekle kalmzdi. Cocuklara ögütlerdim ki, belki morali düzelir diye, babaniza hosgeldin diyin bakin isten geldi, yorulmus.... Onlarda bunu yapmaya kalktiginda, büyük bir hataydi. Cekilin ya önümden, zaten kafam bozuk, karnim ac, gidin odaniza ben yorgunum......

Onlarda bir yapar iki yapar, sonra onlarinda gücü tükenir ve önüne cikmazlardi.

Bu yüzden odalarinin kapisi genelde kapali olur ve mecbur kalmadikca o evdeyken yanimiza gelmezlerdi.

 

Yalanlarini yakalayinca, cikis yolu bulamaz: lanet olsun sana olan sevgimi, seni sevmekle hata etmisim, nerden sevdiysem seni. demislerdi zaten senin bana dogru kadin olmayacaginida, dinlememistim, derdi.

 

Kendisini baskalarindan özelliklede benden cok üstün görür ve bu yüzden beni asagilamayi kendine görev sayrdi.

Beni kendisine ayrilmis hizmetci gibi kullanir ve kesinlikle kendi basima fikir üretmemi kaldiramazdi. Cünkü; en iyisini o bilirdi (!).

 

Kesinlikle kendisi disinda kimsenin düsünme, fikir üretme hakki yoktu. Herkes ona boyun egip, onun kralligini onaylamasini isterdi. Ben aslanim, ormanlarin krali benim, sizde beni kraliniz olarak görüp bana boyun egeceksiniz derdi.

 

Beni kendisini kiskanan, korkunc bir kiskanc kadin olarak gösterirdi ama asil kendisi acaip, asiri sekilde kiskancti.

Bazen o evdeyken, arkadaslarimdan arayan olurdu. telefon konusmalarimi hep dinlerdi. Kesinlikle rahat birakmaz, ne sakliyorsunki, neden baska odaya gidip konusuyorsun, yanimda konussana, seven insanlar birbirinden saklamaz, neyse o.

Ama asil tiyatroyu sonra cikarirdi. Onunla konusurken sen cok gülüyorsun, seni cok mutlu ediyor galiba, ney gülüyorsunki, sen o kadini tanimiyormus gibi yapiyorsun. Gözünü ac artik, o seni kendi cikarlari icin kullaniyor, yada aman o kadininda nesini seviyorsan agzini görmedinmi ne cirkin, giyimide masallah, hepsini bit pazarindan aliyor sanki, hic yakismiyor bence giydikleri.

Kendisince güclü gördügü biri oldumu, onuda, onun burnu iki karis havada, seni begendigindemi ariyor saniyorsun, seni sömürüyor, farkinda degilsin sen. Sende salaksinya hemen inaniyorsun derdi.

Hem onlarla konusurken cok seviniyor ve gülüyorsun. Hani sen beni seviyordun, benimle öyle konusup gülmüyorsun, pabucum dama atildi artik, vs vs. Kiskancliktan catlardi.

 

Bir dernegimiz vardi. Orda kisisel gelisim dersleri ve eksikligimiz hissettigimiz konularda, dersler yapardik. Bu dernegimizin arada eglencesi, yada herkese acik toplantilari olurdu.

Onlari hic sevmezdi.

Simdi en yapacaksin oraya gidip, profesörmu olacaksin. Aman ne ögreniyorsaniz, sizinki dedi kodu. Zaten oraya senin gibi salaklar gelir. Kendinizi kullandiriyorsunuz, farketmiyorsunuz.

Beynininizi yikamislar haberiniz yok sizin. Hem ne gerk var böyle toplantilara, senin neyine Allah askina. Sen bir ev kadinisin, 3 cocugun var, isin basindan askin, otur evine benimle ilgilen sen, bu sana yeter, diye yaptigim herseye bir kup takar, ordakileri kötüler ve koparmaya calisirdi.

Bir zaman sonra bende bikardim bunlari duymaktan ve birakirdim.

 

Biraktigim zamanlarda, beni poh pohlar, iste böyle olacaksin, cek cizgini gel evine otur, ne gerek varsa.

Benimle ilgilen ben sana herseyi veririm derdi. Bende bana sevgisini ifade ediyor zanneder birazda sevinirdim buna.

 

Bir süre sonra ayni girdaba gene girerdik. Buldugum mesguliyet gene hata olurdu. gene yanlisti yaptigim. Yine yanilmistim.

Ayni seylerin tekrarini farkedip, ona bunu hatirlattigimdada, beni neden anlamiyorsun, sen beni gercekten anliyamadin ve sevemedin, neden böylesinki, ben sana olan sevgimi sunuyorum, sen hala beni anliyamadin.

Zaten sen beni oldugum gibi kabul edemedin, beni gercekten sevseydin yapardin.

Beni ne hale getirdin, baksana her gecen gün yedin bitirdin, eriyorum senin elinde, ben bunlari hakedecek ne yaptim sana. kendimi taniyamiyorum. Bana büyümü yaptin sen.

 

Bazende kendine acindirir ve vicdanimi acitmaya calisirdi. Ben aslinda güzel seyler istiyorum. Ben seni cok seviyorum, bu yüzden geliyor basima. Ben cok modern bir erkegim. Sana herseyimle, herseyi teslim ettim, daha ne istiyorsun, derdi.

Ama senin bu hallerin beni delirtiyor, beni illaki sapitayim diye provoke ediyorsun, yoksa ben bu degilim. Sen hastasin ama ben senin doktorun degilim.

Ben sana zarar vermek istemiyorum ama sen illaki beni o noktaya zorluyorsun. Beni cileden cikariyorsun her zaman.

 

Bazen algilarimla öyle oynardiki, hangisi gercek, hangisi yalan, yanlis cikartamazdim. O beni cok sevdigi halde, ben onu gercekten sevseydim ona böyle davranmazmisim, hep kavga etmek icin bahane aramazmisim, hep yanlis anlayip onu suclamazmisim.

Baska kocalar karisini böyle sevip, saymadigi halde ne kadar sevgi ve saygi aliyorlarmis ve ben ona hic sevgi ve saygi göstermemisim. Hatasini anlayinca hep özür dileyen o olurmus, geri adim atan oymus.